23 Haz 2006

kaynaşmaca

her zaman merak etmişimdir, kız sayısının erkek sayısından fazla olduğu şu memlekette balta erkek sayısı neden fazla diye. bu sorunun cevabını fi tarihinde yonja'da açtığım kız profilinde buldum dünya güzelleri.

işte şu an size yazarken mesaj atan eternal abazalardan bir demet;

"resim bölümünde okuduğumdan, işim zaten yaratıcı olmak üzerine bilmem seni tatmin eder mi?"

"gözleriniz cok hoş yırtıcı kuş gibi bakıyosunuz insan kokluycagı gülü iyi secmeli sonra dikeni eline batar"

"Merhaba! benimle ateşte yanmaya ne dersin? sana unutmayacağın anları benimle yaşayacaksın desem..."

"bişey arıyorsan tatmak isterseniz ben burdayıom ı was here"

tabi siz tipleri göremiyorsunuz, mesajlar tiplerle birleşince tahrip güçleri acayip oluyor.

sadece insanları kandıran kötü biri değilim aynı zamanda msn adreslerini birbirlerine vererek hayatlarında bir heyecan yaratmaktan çekinmeyecek kadar da deliyim. belli mi olur, bakarsınız iki erkeğin bir çift olarak bir araya gelmesini sağlayarak toplumuzun renkliliğine bir katkıda bulunmuş oluruz.

canlarım, size pragraflar boyu traş yazı okutup faideli bir bilgi vermeden bırakacağımı sanıyorsanız işte orda yanıldınız! şöyle buyrun;

yonja'nın "Search Friends" kısmına tanıdığınız insanların maillerini yazıyorsunuz ve gizli profillerini buluyorsunuz. "abi benim sevgilim var" diyenlerin, "ben böyle iyiyim" diyenlerin cool takılanların gizliden nasıl götüm götüm manita peşinde koştuklarını, sahte isimli profillerini nasıl fifti sentlerle ceyzi'lerle donattıklarını görüyorsunuz ve gülmekten kendinizi alamıyorsunuz.

bu taktikle sevgilisini gizliden manita peşinde koşarken yakalayanlar, sizlere geçmiş olsun canım haha.

17 Haz 2006

hey maykıl yandan kaykıl

bu da eskileri karıştırırken bulduğum bir yazım. bilmediği her şeye balıklama atlamaya meraklı, götü kurtlu kardeşlerime ibret olsun diye buraya yapıştırıyorum.

ilk ve son snowboard tecrübem;

snowboard, kariyerimin 10 dakikada tükendiği spor dalıdır. o 10 dakikada ömrümün 20 senesini tükettim. "hocaya ne para vereceğim, kendim öğrenirim" diyenlere tek tavsiyem var; önce durmayı sonra sağa sola dönmeyi öğrenin. ben yapmadım, 5 dakikada ışık hızına haiz oldum, 6. dakikada ise kayılacak alanın sonsuz olmadığını farkettim. işte o an altına sıçmak için en müsait zaman birimiydi.
snowboardu ayağımdan çıkarıp sağa sola atlayabilirmiyim diye bile düşündüm ama eşşoleşekler öyle bir dizayn etmişlerki milyon tane bağık cırtcırt..
bileklerimi kıvıramadığımı 35 takla atıp çam ağaçlarına girdiğimde farkettim.
ve snowboardla ilgili öğrenmem gereken 2. en önemli şeyi öğrendim; düşerken öne doğru düşmeyecekmişsin.
15 gün yürüyemedim.

maziden

yahu eskileri karıştırırken unuttuğum birçok şeyi buldum. birini buraya yapıştırayım;

# gecende bizzat şahit olduğum durum ;

teyze1 : pencereyi açarmısınız lütfen
teyze2 : açamam rahatsız oluyorum
teyze1 : nedemek rahatsız oluyorsun ozaman taksi tut
teyze2 : sen taksi tut terbiyesiz karı
teyze1 : senin seviyene inmem pis kaltak
teyze2 : orospu

12 Haz 2006

üç vakitmi desem, beş vakitmi, bir yük var kapınızda

bütün insanların bağlı olduğu bir ağ (network) var. insanlar bu ağ sayesinde birbirlerinden haberdarlar. ancak bu ağ bilinç altı düzeyde çalıştığı için insanların kontrolü dışında bir sistem. insanlardaki dışa vurumu genellikle "hissiyat" olarak ortaya çıkıyor. gerçekten kötü birşey olduğunda kötü hissetmek, hiç bir neden yokken biri hakkında olumsuz düşünmek, birinin birşey sakladığını hissetmek, sevgilinizin size olan sevgisinin azaldığını hissetmek gibi pek çok şekilde bu ağdan haberdar oluyorsunuz. çoğu zaman da ortada hiç birşey yokken kendisinizi huzursuz hissedebiliyorsunuz.

her konuda olduğu gibi bu konuda da bazı insanlar diğerlerine oranla daha yetenekliler. farkında olmadan bu büyük ağı kullanabiliyorlar. iyi fal bakan insanlar genellikle bu gruba giriyorlar.

fal bakmada başarılı olan insanların kendilerini kanıtladıkları ve kişileri etkiledikleri noktalar genelde bildikleri gerçeklerdir. mesela sizin bir tanıdığınızı tarif ederler yada geçmişinizdeki bir olayı bilirler. işte bu bilgiler farkında olmadan kullandıkları bu geniş ağ sayesinde sizden aldıkları bilgilerdir.

genelde olan olayları, kişileri, sizin beklentilerinizi bu sayede bilirler. geleceğe yönelik söyledikleri ise genelde çıkmaz. ancak sizden topladıkları bilgiler sayesinde geleceğe yönelik yaptıkları öngörüler genelde tutarlıdır ve sizin beklentilerinizi karşılayacak şekildedir. bu yüzden çoğu zaman yaptıkları ön görüler etkileyicidir. örneğin büyük bir anlaşmanın stresini çeken bir insana o anlaşma ile ilgili öngörüde bulunulması, evlenmek isteyen bir kıza kısmet görülmesi, sıkıntıları olan birine sıkıntıları doğrultusunda bir gelecek tahmini yapılması gibi. çok büyük bir şans söz konusu olmadığı sürece gelecek tahminleri çıkmayacaktır. çünkü burda sizden topladıkları bilgiler doğrultusunda farkında olmadan uydurmaya başlarlar. farkında olmadan diyorum çünkü onlar bu işin nasıl gerçekleştiği konusunda fikir sahibi değillerdir ve kendilerinin gönül gözlerinin açık olduğunu düşünmektedirler. bu yüzden olmuş olay ve gerçek kişilerle fantazileri ayırt edemezler. ancak gelecek tahminleri sizler içinde bilgi verici düzeydedir. çünkü bu tahminleri genellikle sizin beklentilerinizi simgelemektedir.

4 Haz 2006

humbuna humbuna hum hum

cebime mesaj gelmiş;

gön: tanrı
mesaj: gözüm üstünde!

tanrı teknolojiyi kullansa ne harika olurdu değil mi? kitaplar, ayetler emaille pdf formatıda gelirdi. her ay bize sevap günah ekstresi gönderir gidişat konusunda bizi uyandırırdı. hatta belki 10 sevaba 1 bonus puan alırdık. ama malesef o gizemli olmayı seçiyor. tamam böylesi daha havalı ama teknolojiyi biraz kullansa hiç fena olmazdı.

bak şimdi hatırladım bir karikatür vardı; çocuk dedesi için namaz kılan robot yapmıştı, bunu gören dedeside çocuğu dövmüştü haha

bu da şu an seyretmek olduğum bollywood filminden;

- bu ne gurur, ayda bile bukadar gurur yok
- ayda gurur olmaz çünkü onun yüzünde izler vardır.

hahaha.

evet hava binbeşyüz derece ve ben bollywood filmi seyrediyorum.