11 Şub 2008

Doplu daşıma

Hemen hergün trene biniyorum. Trende tutunulacak ve tutunmak için yapılmış ne kadar yer varsa illaki oraya dayanmış birileri oluyor. Hele kimisi bu işte süper uzmanlaşmış durumda; yerden tavana uzanan tutunma direklerine yaslanıp götleriyle mengene gibi tutabiliyorlar. İşin enteresan yanı bunu elleriyle başka bir iş yapmak için yapmıyorlar, elleri öyle boşta kalıyor.
Millet olarak götümüzü bukadar işlevsel kullanabildiğimize mi sevineyim yoksa tutunacak yer bulamayıp hergün akrobasi yapmak zorunda kaldığıma mı üzüleyim bilemorum.

Ölürüm yoluna

Hayatta en korktuğum şey; insanların arkamdan üzülemeyecekleri kadar komik bir şekilde ölmek!
Mesela; "aynı anda hem hapşırığı hem osuruğu geldi, hapşırırken götü düğümlendi, öldü" gibi bir hikayem olsun istemem. Ya da "alt balkondaki komşunun çayına tükürmek isterken balkondan düştü, öldü" gibi...
Ne? Evet ya! Alt balkondakilerin çaylarına tükürebilen insanlar var, ne garip dünyada yaşıyoruz!? Neyse saat geç oldu, bu bahsi kapatalım...

9 Şub 2008

Sahibin olam

Dün bir alışveriş merkezinde yürüyorum, önümde de br amca var, vitrinlere bakıyor, inceleye inceleye gidiyor...

Aniden durdu ve; "Herşeyin sahibi Allah!!", diye kükredi.

Sonra da orada duran çocuğa dönüp; "Kaç para bu??", dedi.

Bense; neden durmadan böyle durumlara şahit olduğumu anlamaya çalışır bir şekilde yoluma devam ettim, haha

Farketmez

Yol tarifi konusunda çok kötüyüm. Bu gün bir taksiye bindim ve gideceğim yerin tarifini yapmaya başladım;

- Şimdi Fenerbahçe Stadı'nın oradan gidiyorsun ya, hani Bağdat Caddesi'nin girişi var, yani çıkışı aslında ama bu taraftan girişi gibi oluyor, hani sahil tarafında orada bir yer var.. gerçi pek anlatamadım ama ???...
Taksici gayet sakin bir şekilde;
- Farketmezz...

Abi Aristoymuş meğersem, böyle dingin bir yaklaşım... İşin enteresan yanı; gideceğim yere de götürdü, ben anlatamadım ama o anladı, haha.

8 Şub 2008

Kariyer planlama

Bazen tanrının keyifli yaratımlarını paylaşmaktan keyif aldığını düşünüyorum. Yoksa Taksim meydanındaki trafik lambasının altında geçirdiğim 15 saniyelik kısa süre içinde böyle bir dialog'a nasıl şahit olabilirdim ki;

- Ben önce çaycı olarak başladım, tabi elimiz her işe yatkın. O gün tanrının bir oyunumudur nedir bilemiyorum oradaki kadın hastalandı, geçtim oturdum bilgisayarının başına, patron baktı ben işi kıvırıyorum; kadının yerine beni yerleştirip, kadını da işten attı. Bir süre geçti bir gün müdür işe gelmedi, baktım işler karışıyor, geçtim müdürün yerine...

oye, kariyere gel; çaycılıktan müdürlüğe 2 haftda..