21 May 2006

ben demedim

karete öğreneyim, siyah kuşak alayım, böyle gizli bir kıyafet yapıp geceleri sokak aralarına dalayım, önüme çıkanı tekme tokat döveyim istiyorum. öyle masum suçlu farketmez. allah ne verdiyse artık.
ama çok dayak yermişim gibime geliyor. o yüzden pek cesaret edemiyorum.

siz bilmessiniz, eskiden bekçiler vardı. sokak aralarında gezer düdük çalarlardı. en fantastik mesleklerden biriydi. sonra kaldırdılar ama.

yazının saçmalığını sanatçı hatice'den bir dörtlükle süslemek istiyorum;

ama biliyorum senin bana dönmemen gerek
sevmemen gerek tutulmaman gerek
ceylan gözlerime bakmaman gerek
tutulmaman gerek boğulmaman gerek


ahaha ceylan gözlerime bakamayasın.

ben, ceylan gözlü, badem özlü cem, gözlerinizden öpüyorum.

20 May 2006

rüyalarda bulurum seni

canlarım, çok acayip bir rüya gördüm. rüyamda bütün ilkokul arkadaşlarım gay olmuştu. zamanında beraber misket oynadığımız aslan gibi çocuklar garip hal ve tavırlar içerisindeydiler. ne diyeceğimi yeminnen bilemedim. rüyada bitmek bilmedi.
bunun kadar garip olmasın; geçen gün de atatürk'ün gençliğe hitabesini söyleyerek uyandım. böyle gözümü açtığımda "ey türk gençliği" diye yüksek sesle gençliğe sesleniyordum. çok acayipti çok.

ah birde fransızca bir rüya gördüm. fransızca biliyorum diye nasıl sevindim anlatamam. neticede bir lisan bir insan, bir insan bir lisan. o sevinçle dörtköşe bir şekilde uyandım ama uyandıktan sonra bir daha fransızca konuşamadım.
hala emin değilimin fransızca bilip bilmediğime. belki bilinç altımda fransızca biliyorumdur, olamaz mı?

buda aramızda kalsın; bazen yataktan brekdans yaparak çıkmak istiyorum ama hiç brekdans bilmiyorum.

1 May 2006

diskombabülüt

Çocuklar, üzülerek söylüyorum; ölümden sonra bir hayat filan yok. Küt diye öleceksiniz, "aa ben öldüm galiba" bile diyemiyeceksiniz. Kısacası yok olup gideceksiniz. Ona göre yaşayın.